Başta otomobiller olmak üzere ikinci el araç satışlarında ortaya çıkan talep artışı ile birlikte, satış sonrası tüketici şikayetlerinde de artışlar yaşanıyor.
Başta otomobiller olmak üzere ikinci el araç satışlarında ortaya çıkan talep artışı ile birlikte, satış sonrası tüketici şikayetlerinde de artışlar yaşanıyor.
Tüketiciler Derneği’ne (TÜDER) ulaşan çok sayıda tüketici, satın aldıkları araçlarla ilgili, satın aldıkları tarihten kısa bir süre sonra ortaya çıkan arızalar ya da ayıplar nedeniyle mağduriyetler yaşadıklarını belirterek yardım istiyor.
Özellikle, vergi mükellefi olmayan ve ikinci el araç ticaretini yasal olarak yapmayan özel şahıslardan satın alınan ikinci el araç satışlarında, uyuşmazlıkların çözümü daha da zorlaşıyor.
Bu kapsamda, ekspertiz raporunun gerçeği yansıtmaması, aracın kilometresi ile oynanmış olması, önceki kazalarının söylenmemesi veya motorunun hasarlı olması gibi çeşitli ayıplar, satış sırasında veya öncesinde söylenmeyerek, sonradan maddi zararların ortaya çıkmasına, mağduriyetlerin yaşanmasına neden oluyor.
TÜDER Genel Başkanı Levent Küçük, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında şu örneği verdi “Telefonla arayan bir tüketici, ‘Tanıdıklarım vasıtasıyla bir şahıstan bir otomobil aldım. Satın almadan önce sanayide bir ustaya aracı gösterdim, sorun yok dedi. Ancak, bir ay sonra aracın motorunda büyük bir hasar ortaya çıktı. Hasar, çok masraf gerektiriyor. Tüketici hakları açısından neler yapabilirim’ diyerek, yardım istedi.
Öncelikle şu konuyu ortaya koymak gerekiyor. Yürürlükteki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, ikinci el araç satışlarında ortaya çıkan ayıplarda, uyuşmazlıkların çözülmesi ya da maddi zararların giderilmesi için, taraflardan biri tüketici olurken, karşı tarafın mutlaka bir ticari işletme (Yani ikinci el araç satışı ile yasal olarak iştigal eden bir vergi mükellefi) olması şartı vardır. Sahibinden, tanıdığınız bir kişiden veya bir başka özel şahıstan satın aldığınız ikinci el araçla ilgili yaşadığınız sorunlar, tüketici hukuku kapsamında çözümlenemeyecektir.
Sahibinden, tanıdığınız bir kişiden veya bir başka özel şahıstan satın aldığınız ayıplı ikinci el bir araçla ilgili yaşadığınız sorunlara, Türk Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde çözüm bulabilecektir. Türk Borçlar Kanunu’nun 227’nci maddesi hükmü gereğince, genel olarak, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı, Kanun maddesinde belirtilen seçimlik haklardan birini kullanabilir ayrıca, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.”
-Satın almaların, ikinci el araç alım satımı ile yasal olarak iştigal eden ve vergi mükellefi olan ticari işletmelerden yapılmasına öncelik verilmesi ve satışın bir sözleşmeye dayanması,
-Satış öncesi ekspertiz raporları istenmesi ve yetkili servis belgelerinin aranılması,
-Sahibinden ya da özel şahıslardan yapılan satın almalarda da mutlaka bir sözleşme düzenlenmesi,
-Düzenlenecek sözleşmelere aracın mevcut bilgileri ile birlikte, satıcının beyanıyla önceki hasar durumu ve aracın özellikli durumları yazılarak, bir üçüncü şahıs ile birlikte imzalanması,
-Satılığa çıkarılan araçların model, km ve fiyatını cazip göstererek kaparo dolandırıcılığı yapan kötü niyetli kişilere itibar edilmemesi ve kesinlikle kaparo gönderilmemesi.
İkinci el aracın, bu işin alım satımını yapan bir ticari işletmeden satın alınması halinde, ikinci el araç satışlarında ortaya çıkan ayıplarda, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince satıcının sorumluluğu bir yıldan az olamaz. Ayrıca ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmayacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü madde hükmü gereğince, genel olarak, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda.
Ayıplı ikinci el araç satışlarında, maddi zararların giderilmesi amacıyla, öncelikle satıcıya müraacat edilmelidir. Uyuşmazlığın satıcı ile çözülememesi halinde, satıcı ticari bir işletme ise tüketici hakem heyetlerine veya tüketici mahkemesine (10 bin 390 lira üzerindeki uyuşmazlıklarda arabuculuya ya da satıcı ticari işletme değilse asliye hukuk mahkemelerine başvurulmalı.
Fotoğraf: AA