Lokomotif görevi gören inşaat sektörü, malzemecisinden, vinç kiralama hizmetlerine kadar kendisine bağlı 220 iş kolunu arkasından sürüklüyor. İnşaat sektörünün ayakta kalması diğer yan sektörlerin yaşamaları için de önem taşıyor.
İNŞAATIN GENEL EKONOMİDEKİ PAYI YÜZDE 8
Türkiye’de inşaat sektörünün genel ekonomideki doğrudan payı yüzde 8, birlikte çalıştığı sektörleri de içine alacak olursa dolaylı payı ise yüzde 30’a tekamül ediyor. İnşaat sektörü etkilenince doğal olarak söz konusu 220 iş kolu da etkileniyor.
Türkiye’de yılda 400 bin konut inşaatı yapılırken Almanya’da yılda 4 bin konut üretilmesi, sektörün ülkemiz için önemini ortaya koyuyor.
İnşaat ülkeye istihdam sağlayan bir alan ve gerilediğinde işsizliğin artması için önemli bir etmen olarak karşımıza çıkıyor.
İnşaat sektörünün Eylül’de yüzde 70 daralma yaşandığı göz önünde bulundurulduğunda konutta KDV oranlarını yeniden düzenleyen tedbirlerin ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkıyor. İnşaatçılar kendilerini memnun eden bu tedbirlere bir de tüketici kredilerinin düşmesinin eklenmesi beklentisinde.
KİRA ÇARPANINA GÖRE BİR DAİRE KENDİSİNİ 20 YILDA AMARTO EDİYOR
Günümüzde kira çarpanı sık sık gündeme geliyor. Reel kira koşulları baz alınarak yapılan hesaplamalarda genel olarak konutun satın alındığı rakam kendisini 20 yılda amorte edebiliyor. İnşaatın en önemli gideri olan demir, zam alarak giderek daha pahalılaşıyor. Konut fiyatları en çok bu nedenle yükseliyor. Kira getirisi konutu ancak kendisini 20 yılda amorte ediyor.
BEKLENTİ, TÜKETİCİ KONUT KREDİSİ FAİZLERİNİN YÜZDE BİRİN ALTINA DÜŞMESİ
Bu şartlarda inşaatçıların beklentisi inşaatların devam etmesi ya da tamamlananların daha hızlı satılmalarını artırmak için, alıcıların şartlarını iyileştirerek, bütçelerini rahatlatacak bir tedbirin daha alınarak, konut kredi faizlerinin yüzde 1’in altına düşmesi.
-Özel Haber-